Kumanlar Deşt-i Kıpçak bozkırlarından Balkanlar ve Macaristan'a gelip önemli siyasi ve kültürel izler bıraktılar. Konar-göçer savaşçılar olarak göçtükleri coğrafyalarda askeri yetenekleriyle hızla askeri elit ve yönetici sınıf haline geldiler. Savaşçı doğaları sebebiyle birbirleriyle savaşan merkezi krallıkların ordularında bulundurmak istediği paralı askerler oldular.
Moğol istilası sonrası kitleler halinde Macaristan'a göçmeleri Macar Krallığı'nda siyasi ve sosyal sorunlar yarattı. Göç sonrası Macaristan'ın en önemli siyasi ve askeri aktörlerinden biri haline geldiler. Yarı Kuman Macar kralı IV. (Kun) László döneminde Macaristan'da güçlerinin zirvesine çıktılar.
IV. László döneminin ardından güçlerini ve önemlerini kaybeden Kuman boyları Büyük Macar Ovası'nın ortasında Kuman Yasası'yla elde ettikleri bölgelerde büyük sosyal birimler olarak teşkilatlandırıldılar. Bu teşkilatlanmalar içerisinde zamanla asimile olarak tarih sahnesinden çekildiler. Geriye dilsel ve kültürel bir miras bıraktılar.
Kumans in Hungary – a Turkish tribe in the
country during Medieval Ages
The Kumans came to the Balkans and Hungary from the Dasht-i
Kipchak steppes and left important political and cultural traces. As nomadic
warriors, they quickly became the military elite and ruling class with their
military skills in the geographies where they migrated. Due to their warrior
nature, they became mercenaries that the warring central kingdoms wanted to
have in their armies.
Their massive immigration to Hungary after the Mongol
invasion created political and social problems in the Hungarian Kingdom. After
immigration, they became one of the most important political and military
actors of Hungary. During the reign of
(Kun) László the IVth, Half-Cuman Hungarian king they reached the height
of their power in Hungary.
The Cuman tribes, who lost their power and importance after
the László the IVth period, were organized as large social units in the regions
they had acquired by the Cuman Law in the middle of the Great Hungarian Plain.
Within these organizations, they were assimilated over time and withdrew from
the stage of history. They left behind a linguistic and cultural legacy.